20 Ekim 2014 Pazartesi

Kader




Kader nedir? Doğum anımızdan –hatta anne karnındayken- başlayıp ölüm anımıza kadar peşimizi bırakmayan ve metafizik bir güç veya daha dar anlamıyla bir tanrı tarafından belirlenmiş bir yol mudur? Yoksa sadece insanların uydurduğu deli saçması bir olgu mu?

Bazı insanlar hayatlarına kader inancı ile devam ederken bazıları bu inancı tamamen reddediyor ya da kader inancına şüpheci yaklaşarak orta-merkezci bir konumda durmaya çalışıyor. Lâkin, kader inancının neresinde dururlarsa dursunlar hemen herkesin bu konuda merak ettiği bir şeyler olduğunu düşünüyorum.

Geçen gün bu konu üzerinde düşünürken fark ettim ki kader dediğimiz şey ne tanrı yazgısı olan bir düzen ne de ilkel insanların sığınmak için buldukları bir liman. Kader diye tabir ettiğimiz şey, dünya üzerinde yaşayan her canlıyı birbirine bağlayan karma karışık bir süreç –aslında bakarsanız evrendeki canlı-cansız tüm varlıkları birbirine bağlayan bir süreç ancak konuyu daha da karmaşık bir hale getirmemek için bunu görmezden geliyorum-. Öyle ki kimi zaman bu sürece doğrudan müdahale edebiliyorken kimi zaman olduğumuz gibi sürecin dışına itiliyoruz.

Kaderi bir yol olarak düşünün; tıpkı yapraklarından arınmış bir ağacın dalları gibi farklı kollara ayrılan ve diğer kollarla bağlantılı olan bir yol. Yürümekte olduğunuz yol sizin hayatınızı; diğer yollar ise başkalarının hayatlarını temsil ediyor. Siz isteseniz de istemeseniz de birilerinin hayatları sizinkiyle kesişiyor, dolayısıyla siz de bundan etkileniyorsunuz.

Aynı şekilde siz de başkalarının hayatlarına giriyorsunuz ve böylelikle yolunuz daha fazla yol ile kesişiyor ve hayatınızın çok daha karmaşık bir hale gelmesine neden oluyor. Siz bazı insanları hayatınızdan çıkarsanız ya da onlardan uzak kalsanız bile, yollar bir kez kesiştiğinden her arkanıza dönüp baktığınızda, o insanların sizde bıraktıkları izleri hâlâ görüyor ve yaşıyorsunuz.

Aslında bakarsanız durum, göründüğünden biraz daha karışık; çünkü yaşantınızdaki insanların başka insanlarla olan ilişkileri, hayatınıza farklı insanların da dolaylı yoldan müdahil olması demek oluyor. Bu ise, çevrenizdekilerin ne kadar çok bağlantısı varsa sizin de o kadar çok -dolaylı- bağlantınız olduğu anlamına geliyor. Ayrıca dolaylı bağlantılarınızın hayatlarındaki insanlar da aynı şekilde size bağlılar -çok yakın olmasalar bile-. Şimdi yolların ne kadar karmaşıklaştığını gördünüz mü?

Her yol, bizi bir başka noktaya taşırken aynı zamanda başka hayatlar üzerinde de etki etmemize neden oluyor. Kimi zaman hayatımız başka hayatlarla kesişirken kimi zaman bambaşka hayatları uzaktan etkiliyor. Eğer başka birinin yoluna müdahale ederken o yolda bir çatlak oluşturursanız, müdahil olduğunuz kişi bu çatlaktan içeri düşebilir ve bu olurken bağlantılı olduğu diğer insanları da kendisiyle birlikte götürebilir. Yani, eğer birine kötülük ederseniz o da bir başkasına edecektir. Dolayısıyla, sizin yalnızca bir kişiye ettiğiniz kötülük, kelebek etkisi gereği, başka hayatları da etkileyecektir. Yolların tümü karmaşık ve bağlantılı olduğundan yaptığınız şey bir gün gelip sizi de bulabilir.

İşte, kader bu: Bizim seçimlerimiz ve bu seçimlerin başkalarına doğrudan ya da dolaylı etkileri ile başkalarının seçimleri ve bu seçimlerin bize doğrudan ya da dolaylı etkileri. Kaderimiz; bizim seçimlerimiz ile başkalarının seçimleri üzerine kurulu. Bu yüzden yaptığımız en ufak bir hareketin bedelini başka hayatlar ödüyor olabilir. Bunu unutmazsak dünya daha güzel bir yer olabilir.